31 Mart 2012 Cumartesi

-Veteriner hekimlerdeki yozlaşmanın kökeni


Veteriner hekimler oldukça zorlu koşullarda çalışıp orta halli bir gelir elde ettiklerinden tamamen bir “küçük burjuva”ya dönüşmüşlerdir. Muayenehaneleri küçük esnafın bütün ticari ilişkilerini içerisinde barındırır. Alacakları, verecekleri vardır; ilacı toptan alıp ucuza getirir, aynı şekilde büyük hayvan sahiplerine vadeli olarak toptan satış yaparlar. Bu şekilde paranın geri dönüşü olduğu zaman iyidir, ama aksi takdirde iş iflasa kadar gidebilir. Fakir köylünün veresiyeleri bir başka alacak kalemini oluşturur.

Bütün esnafların zihnine kazınmış olan müşteri memnuniyeti, güler yüz, sıcaklık ve samimiyet kar-zarar ilişkileri içerisinde veterinerlerde de olmazsa olmaz durumdadır. Ağzı iyi laf yapan burada da kazanır. Çoğunlukla veterinerler arasında yoğun rekabet vardır, tek bir müşterinin bile kaçırılmaması gerekir, gece gündüz demeden hizmet götürülmelidir.


Rekabet fiyatları da aşağıya çeker. “Veteriner Hekimler Odası”nın belirlediği muayene tarifelerinden çok daha düşük paralar alırlar, ilaçlar etiket fiyatlarının çok altında satılır. Bu iki eylem de aslında birer suçtur! Fakat gerek köylülerin fakirliği, gerekse rakip meslektaşlar bu şekil davranmayı zorunlu kılar, kanıksanmıştır. Kontrolsüz ilaç kullanımının sonu yoktur.

 Genelde veterinerlerin çoğu milliyetçi-muhafazakar ideolojiye sahiptirler. Bu durum küçük-burjuvanın sistemle uyum içinde olma isteğinden kaynaklanır. Buna karşılık, eskiden solcu olduğunu söyleyecek kadar da kaypak olabilirler. Köyde çalışan veterinerlerin çoğu orta halli köylülerin dışarıda okuyan çocuklarından oluştuğu için, sağcı düşünce kendilerinde alt yapısal olarak da zaten bulunur. Hepsi meslektaşları Muhsin Yazıcıoğlu’nu, Mehmet Akif Ersoy’u çok sever; ama Muzaffer İlhan Erdost’u tanımaz.

Büyük şehirlerde, evde bakılan hayvanlara yönelik çalışan veterinerler de birer esnaf haline gelmiştir;  fakat onların durumları biraz daha farklıdır. Şehirli zenginlerin birer hizmetkârı konumundadırlar. Hayvanlarını tedavi etmenin yanında sahiplerini de memnun etmelidirler. Hayvanın canını acıtmamalı, teşhisi doğru koymalı, bir yerini kanatmamalıdır vs. Güler yüz, hoş sohbetlik burada da kaçınılmazdır. Hayvan sahiplerinin kaprislerine katlanılması zorunludur, psikolojisi zaten bozuk olan şehirli insanın ne yapacağı belli olmaz. En küçük bir memnuniyetsizlikte internet forumları şikâyetlerle dolar. Tüm bu zorluklarına karşın şehirli veteriner hizmetlerinin karşılığını fazlasıyla alır. 

Sonuç olarak veteriner hekimlerin birer esnafa dönüşmesi, küçük burjuva haline gelmeleri onlardaki yozlaşmanın temelini oluşturmaktadır.