Sibel K.
Türker’in ödüllü romanı Hayatı Sevme Hastalığı’nı geçen haftalarda
bitirdim, kitabın sonunda yazıldığı tarih olarak 26 Şubat 2012/Ankara olarak
yazılıydı. Tesadüfe bak dedim, bugün de 26 Şubat..
Hayatı
Sevme Hastalığı'nda terk edilen bir kadının yaşadığı aşk acısını okuyoruz,
yetimhanedeki çocukluğuna, fakir annesinin gecekonduda geçen sefil yaşantısına
tanıklık ediyoruz. Bunun dışında kısa metraj filmler çeken, çok iyi İngilizce
bilen uzun saçlı bir sevgilinin; barlara gidip eğlenen, (kirasını
ödeyemediği)eve taksiyle dönen bir kadının; çok akıllı, biraz kaçık, biraz
kilolu, depresyon ilaçları alan, konken partileri müdavimi, garip mi garip
bankacı bir kadının dünyasında geçiyor hikaye. Biraz ilgiyle, biraz merakla
okuyoruz bu dünyayı. Aşklar yaşayan, terk eden ve terk edilen, barlara gidip
eğlenen, eve taksiyle dönen, kısa ya da uzun metraj filmler hakkında
atölyelerden, şuradan buradan fikri olan, bankada çalışıp kilo problemi çeken
insanların hikayesi.. bazen de gecikonduları, yetimhaneleri anlatıyor..