10 Haziran 2011 Cuma

-Aydınlanma Felsefesi



Bir insandan nefret edilse bile ona kötü bir eğitim aldığı, kötü eğitildiği yönünde suçlama yapılmamalıdır. Çünkü birçoğumuz iyi bir eğitim almamışızdır, hepimiz kötü eğitilmişizdir. İyi eğitmenler genelde bir lükstür, kaymak tabakasının hizmetindedirler. Doğacağımız yeri seçme şansımızın olmaması gibi öğretmenimizi de seçme şansımız pek yoktur.

Öğretmenlerimiz toplumun ilerisinde, öyle çok yüksek bir kültür ve bilgi seviyesine sahip değildir. Öğrencileri okulda sınavlara hazırlarken, akşamları evde TV dizilerini, hafta sonları tatillerde değersiz sinema filmlerini izlerler. Öyle kitap okumayla, sanat ve bilimle pek alakaları yoktur. Bir yandan geçim derdiyle boğuşurken öte yandan müfredatın dayatmaları, amirlerinin baskılarıyla yaşamaya çalışırlar.

Eskiden öğretmenlerin daha iyi olduğu yönünde bir inanış hayalden ibarettir. Bugünkü öğretmenler çok yüksek bir kültür ve bilgi seviyesine sahip olmayabilirler ama geçmişteki öğretmenler de pek farklı değildi. Geçmişle bugünün belki de en büyük farkı, geçmişte sözde bile olsa bir aydınlanma felsefesi içindeki öğretmenliğin bugün böyle kaygılar barındırmamasıdır. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder