24 Ekim 2010 Pazar

29 Ekim İstanbul Gezisi

29 Ekim cuma gününe denk gelince 3 günlük bir tatil hakkı doğuyordu. İstanbul'a gitmeye karar vermiştim, ama olmadı. Ben de kararsızdım gidip gitmeme konusunda, zaten ani bir karar vermiştim, işlerden çok bunalıyordum, o halde "haydi İstanbul'a gideyim" dedim, böylece önümüzdeki 1-2 haftayı kurtaracaktım. İlk başta bu fikir epey iyi geldi ama sonradan korkmaya başladım. Arabayla gitmeyi düşünüyordum, biraz macera arıyordum doğrusu. Araba eski olunca macera yönü kuvvetli olacaktı. Param yoktu ama kredi kartından kullanacaktım, bu da bir başka çılgınlık demekti.

Sonradan bu macera beni korkutmaya başladı, gidip gitmeme konusunda kararsız kaldım; ama sonradan olaylar da hep olumsuz seyretti, sanki bir güç beni engelledi. Önce İstanbul'a birlikte gitmeyi planladığım arkadaşım gelemeyeceğini söyledi(bunu düşünmeliydim), ben de arabadan vazgeçip uçakla yolculuk etmeye karar verdim; bu sefer de İstanbul'daki iki arkadaşın başka 29 Ekim planları olduğunu öğrendim, orada olmayacaklardı. Her şeye rağmen, tüm olumsuzluklarına karşın gidilir miydi? Bilmiyorum, aslında olumsuzluklar işin macera kısmını arttırıyor. Ama ben sanırım huzur istiyorum, Vezirköprü yeterince macera dolu, sıcak sulardan soğuk sulara giriyorum her gün. Neyse, konumuza dönersek bu üç günlük tatilde evdeyim, her zaman olduğu gibi; ama en azından tecrübe kazandım... bir dahaki sefere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder